

Belleği kısaca tanımlarsak duyum ve algılarla kazanılan bilgilerin beyinde saklanması, gerektiğinde de hatırlanması şeklinde gerçekleşen zihinsel bir işlevdir. Bellek uzun süreli bellek ve kısa süreli bellek olarak ikiye ayrılır.
Kısa süreli bellek, belli miktarda bilgiyi kısa süreliğine muhafaza etmemize imkan tanıyan bellek mekanizması olarak tanımlanabilir. Kısa süreli bellek çabucak kaybolan işlenmiş bilgileri geçici olarak tutar ya da onları uzun süreli belleğe çevirir. Kısa süreli belleğin iki temel özelliği vardır: sınırlı kapasite ve sonu olan bir devam süresi.
Eğer sizden 10 sayıdan oluşan bir sıralamayı hatırlamanız istenirse, muhtemelen 5 ile 9 arasında sayıyı hatırlayabilirsiniz. Bunun sebebi kısa süreli belleğin muhafaza edebildiği bilgi miktarı +/- 2 sapmayla 7 adettir. Doğal olarak kısa süreli bellek hafif değişkendir, bu yüzden bazı insanların daha az ya da çok şeyi hatırlama kabiliyeti vardır. Eşyaları hatırlama kabiliyeti ayrıca eşyanın işlevi, kelimelerin uzunluğu, uyaranın duygusal anlamı ve diğer kişisel farklılıklardan etkilenebilir. Bunun yanında, eğer bilgileri gruplandırabilir ya da “istif edebilirseniz” hatırlayabileceğiniz madde miktarını arttırabilirsiniz. Mesela, bir telefon numarasını hatırlamaya çalışırken, sayıları 2’li ya da 3’lü gruplara bölmek hatırlamayı kolaylaştırabilir.
Bir sayı dizisini hatırlayabilme süresinin miktarı sınırlıdır. Kısa süreli belleğimiz bilgiyi 30 saniyeye kadar muhafaza edebilir. Ancak, diziyi tekrar ederek ya da eşyalara bir anlam vererek bu süreyi uzatmak mümkündür.
Kısa süreli bellek, uzun süreli belleğe erişmek için bir kapı görevi görür ya da gelecekte aslında ihtiyaç duymayacağımız ama o anda lazım olan bilgileri saklamamıza olanak veren bir depodur. Kısa süreli bellek doğrudan uzun süreli bellekle ilişkili olduğundan, kısa süreli belleğin alacağı herhangi bir hasar, uzun süreli belleğe yeni hafıza alımını da etkiler. Eğer kısa süreli bellek tek başına hasar alırsa, kısa süreliğine bilgiyi muhafaza kabiliyetimizi kaybederiz. Bu ise uzun cümleleri anlamayı ve uzun bir konuşmayı takip etmeyi çok zor, hatta imkansız hale getirir. Örneğin bir konuşmadaki uzun bir cümleyi anlayabilmek için, cümlenin tümünü anlamak için ilk önce birinci kısmını anlamak gerekir. Kısa süreli bellek, cümlenin başlangıcını geçici olarak hatırlamanıza olanak veren mekanizmadır. Bilgiyi anladıktan sonra artık bu bilgiyi hatırlamaya gerek yoktur ve beyin kelimeleri unutur. Okurken kısa süreli belleğiniz bir önceki örnekte olduğu gibi hareket eder. Bir düşüncenin tamamını anlamak için yazılı cümle ya da fikrin başını hatırlamanız gerekir. Uzun, karmaşık bir cümleyi hatırlamak kısa, basit bir cümleden daha zor olacaktır. Anlaşılacağı üzere bu, akademik ortamlarda çok büyük bir rol oynar. İyi bir kısa süreli bellek, akademik başarı için çok önemli olan okuduğunu kavramayla yakından ilişkilidir.
Birisi bir telefon numarası söylediğinde, kısa süreli belleğiniz numarayı duyduğu andan, bunu bir kağıda yazıncaya kadar çalışır. Genelde, uzun süreli bellek öncesinde kısa süreli belleğin aktivasyonunu gerektirir. Bir kitaptan bir dersi öğrenmeye çalışırken, bir şifreyi ezberlerken ya da bir şiirin birkaç satırını hatırlarken kısa süreli belleği kullanırsınız.
Uzun süreli bellek ise bir bilgiyi en az birkaç gün ya da yıllarca muhafaza etme becerisidir. Görünüşte öğeleri yaklaşık 20-30 saniye depolayan işler bellekten veya kısa süreli bellekten yapısal ve işlevsel olarak ayrılır. Ancak uzun süreli bellek, kısa süreli bellekle yakından ilgilidir. Çünkü kısa süreli bellekte depolanan öğeler tekrar ve anlamlı ilişkilendirme süreçleri yoluyla uzun süreli hale gelebilirler. İlkokul öğretmeninin adını hatırlıyor musun? Cumhuriyetin ne zaman ilan edildiğini hatırlıyor musun? Bunların her ikisi de istenilen bilgiyi elde etmek için uzun süreli belleğini kullanmana birer örnektir.
Uzun süreli belleğin türleri vardır. Açık Bellek: Bildirim belleği de denir. Gerçeğe dayalı bilgi ve kişisel deneyimler için olan uzun süreli bellektir ve bilinçli hatırlama gerektirir. Bir diğer uzun süreli bellek türü olarak örtük bellek vardır. Örtük bellek, davranışlarımızı etkileyen ama bilinçli farkındalık ya da bildirim ifadeleri gerektirmeyen uzun süreli bellektir. Bazı örtük bellekler işlemsel bellektir. Çünkü fiziksel işlem yönleri vardır.
Peki unutma nedir? Unutma, öğrenilen şeylerin ya birdenbire ya da zamanla kaybolmasıdır. Bu nedenle unutmaya hatırlamanın tam tersi de denilebilir. Buna olumsuz zihinde tutma diyenler de vardır. Zihinde tutma eğrisi zamana bağlı olarak düşer ya da unutma miktarı zamanla artar. Davranışçı yaklaşımda çeşitli unutturma yöntemi vardır. Bunlar sönme ve bastırmadır. Sönme, davranışın pekiştirilmemesidir. Pekiştirilmeyen tekrarlar sönmeye başlar. Bastırma ise birey davranışının karşılığı olarak hoş bir uyarıcı elde ediyorsa, hoş olmayan, rahatsız edici bir uyarıcının sunulmasıdır.
Unutmayı Engelleyebilecek Önlemler
-Anlamlılığı ve ayırt ediciliği vurgulamak. Öğrendiklerinizi anlamlı hale getirin ve diğerlerinden ayırt edici yanları üzerinde durun.
-Öğrenileni sürekli tekrar etmek. Öğrendiklerinizi kullanmaya devam ediniz.
-Hesap makinesi kullanmayın, hesaplarınızı elle yapın.
-Çapraz bulamaca çözün.
-Düzenli spor, yürüyüş yapın.
-Markete giderken alışveriş listesi yapmayın.